Milliyet’ten Prof. Dr. Erol Ulusoy’un yazısı:
Benim çok eskiden başıma gelmişti. Akaryakıt görevlisi dizel aracımın deposuna benzin doldurmuştu. Motoru çalıştırmadan fark ettiğimiz için büyük bir sorun olmamıştı. Benzer olayı herkes yaşayabilir. Bizler Almanya, Hollanda gibi ülkelerdeki gibi değiliz, pompayı alıp, kendi akaryakıtımızı kendimiz doldurmuyoruz. Öyle olsaydı, yanlış akaryakıtı kendimiz doldurduğumuzdan, kimseyi sorumlu tutamazdık.
Olay ayniyle vakidir… Bir vatandaş, akaryakıt istasyonundan aracına yakıt aldığını, ancak pompa görevlisinin araca dizel cinsi yakıt yerine benzin tahliyesi yaptığını, bu şekilde araçta arıza oluştuğunu iddia ederek tazminat davası açar. Akaryakıt istasyonu aslında hemen aracı bir servise götürtmüş, serviste aracın yakıt filtresi değiştirilip depodaki benzin temizlenmiştir.
Ancak takip eden günde araç tekrar arıza verir, neticede araçta büyük çaplı hasar oluşmuş olur. Araç sahibi, servisi de dava eder. Bununla da yetinmez, akaryakıt istasyonunun bayiliğini yaptığı akaryakıt sağlayıcı petrol şirketini de davalı olarak gösterir.
Hem petrol şirketinden ve bayisi olan akaryakıt istasyonundan, hem de servisten 27.256 TL hasarlı parça, hasarlı parçaların onarım ve işçilik gider bedeli taleplerinin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini ister.
YARGITAYIN KARARI
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/3188 E., 020/4776 K. sayılı kararı ile, akaryakıt sağlayıcısı petrol şirketi tarafından bildirilen reklam ve ilanlarda tespit edilen yararlanma amacı bakımından tüketicinin beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi eksiklikler içeren, akaryakıt istasyonu çalışanları tarafından araca yanlış yakıt konulması şeklinde ayıplı bir hizmet bulunduğuna karar verir.
Karara göre, akaryakıt sağlayıcısı petrol şirketi ve bayi, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan dolayı tüketiciye karşı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi dahi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.