Her geçen gün küresel çapta ekonomik ve siyasi krizlerin arttığı bir dönemde ardı ardına önemli kuruluşlardan ve uzmanlardan raporlar ve analizler geliyor. Son olarak Bank of America’nın 2030 perspektifi ve yakın gelecek raporu yayınlandı.Raporu detaylı analiz eden Esen Ermiş Ertürk “Artık Biyodiplomasi, biyoekonomi; “Küresel ekmek siyaseti” dönemine girdik diyor. Ardından “Yoksulluk, gıda, su ve iklim gibi birbiriyle bağlantılı sorunların hem sosyo-ekonomik hem de çevresel boyutlarını ele alan çözümlere ihtiyacımız var.Ukrayna’daki savaş dünya çapında gıda kıtlığına neden oabilir endişeleri dile getirilirken, biyodiplomasi, biyoekonomi dediğimiz kavramı daha çok tartışmaız gerektiğini düşünüyorum.Yani gıda güvenliği,kıtlığa engel olacak stratejiler artık devletlerin ulusal güvenli sorunu haline geliyor.” Diye de ekliyor.Detaylı analizlerine şöyle devam etti;“Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini başlatmasından üç hafta sonra, savaş sadece sahada değil, Ukrayna’nın önemli buğday üretimine dayanan birçok ülkede de yıkıcı etkiler yaratmaya başlıyor.Yani savaşının sonuçları sadece Doğu Avrupa coğrafyasını ve uluslararası siyaseti Rusya-Ukrayna revize etmekle kalmayacak, aynı zamanda küresel ekonomiyi de etkileyecektir.Avrupa, Rus gazına olan bağımlılığını azaltmaya çalışırken , Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri, Ukrayna ve Rus buğdayına ve diğer tahıllara olan yüksek bağımlılıkları nedeniyle ciddi bir gıda krizi yaşayacak Rusya, buğdayın en büyük küresel ihracatçısı iken, Ukrayna beşinci küresel ihracatçıdır. Her iki ülke de küresel buğday ihracatında %25’lik paya sahip.Halihazırda Covid-19 sonrası finansal krizin yaşandığı ve enflasyonun tüm dünyada arttığı bir dönemde.Gelelim Bank of America’nın henüz halka açık olmayan yeni bir araştırma raporuna. Rapora göre gelecekte en kıt olacak kaynaklar su, biyolojik çeşitlilik ve hava, nadir toprak ve metaller, tarım, atık bertarafı, işleme gücü, gençlik, sağlık ve zindelik, beceri ve eğitim, zamandır.Raporda, koruma çabaları önemli ölçüde artırılmazsa, küresel tatlı su kaynaklarının çoğunun 2040 yılına kadar tükenebileceği yazıyor Ayrıca modern tarımda gübreleme için kullanılan fosforun 2030’a kadar azalan arzın küresel gıda kaynaklarını etkileyeceği yazıyor.Yaşanabilir hava ve çevre kalitesinin de halihazırda olduğundan daha kıt bir kaynak haline gelmesi bekleniyor. Rapor, hava kirliliğinin dünya çapında halihazırda AIDS, sıtma, diyabet veya tüberkülozdan daha fazla insanı öldürdüğünü ve yanlış yönetilen atık bertarafının yılda 1 milyondan fazla insanı öldürdüğünü tahmin ediyor.Gençlik ve sağlık Su ve maden kıtlığıyla ilgili konular bir süredir iyi belgelenmiş olsa da, yeni rapor, önemli ölçüde daha az dikkat çeken bir başka önemli kaynak kıtlığı alanına dikkat çekiyor: insan sermayesi. ABD ve Çin’deki rekor düşük doğum oranlarının altını çizen raporda, “Büyükanne ve büyükbabaların dünya çapındaki torunlardan daha fazla olmasıyla gençliğin zirvesine çoktan ulaştık” deniyor . Yaşlı nüfus, sağlık sistemleri üzerinde baskı oluşturacak ve yeterli sağlık hizmetlerini ortalama olarak daha kıt hale getirecektir.Sağlık hizmetlerinin kıtlığı, sağlık çalışanlarının kıtlığından da etkilenecektir. Rapor, 2030’da şimdi olduğundan 18 milyon daha az sağlık çalışanı olacağını tahmin ediyor. Yoksul ülkeler, sağlık çalışanlarının kıtlığından en çok etkilenen ülkeler olacak.Ve araştırmanın en kafa karıştırıcı kısımlarından bazıları fiziksel mallarla ilgili değil, insanların zamanının, dikkatlerinin ve verimliliğinin nasıl daha kıt hale gelebileceğiyle ilgili. Gelişen metaverse teknolojileri sayesinde sanal hayatlarımız daha sürükleyici hale geldikçe ,mevcut zamanımızın ve verimliliğimizin rekor düzeyde düşük seviyelere ulaşabileceği tahmin ediliyor.İç karartıcı raporları tek tek okumak ya da paylaşmak sizlerin moralini bozmak için değil tabi ki.Akıl akıldan üstündür ve hiçbir zaman hiçbirşey için geç değildir diyen bir inanışın çocukları olduğumuzdan…Yani bilin ki farkındalığınız artsın,suyu tüketirken,bayat diye ekmeği çöpe atarken,Pazar günü çocuğunuzla yürüyüşe gitmek yerine akıllı telefonla kim ne yemiş ne içmiş diye bakınırken ve sırf yenisi çıktı diye hala iyi durumda olan arabayı,eşyayı değiştirmeye çalışmak… Bu davranış kalıplarını değiştirmezsek tüm dünya halkları olarak gelmekte olanı işte bu raporlar önümüze koyuyor.Önümüzde Ramazan olduğu için bu konulara daha fazla ruhen ve bedenen eğiliriz diye sizlere bu mevzuyu anlatmak istedim.Gelecek çocuklarımızdan bize emanet ;emanete sahip çıkalım dostlar.” Esen hanım’a toplumsal farkındalık için yaptığı uyarılara teşekkür ediyoruz ve hepinizin gelecek Ramazan’ınını şimdiden kutluyoruz.
